7 Aralık 2013 Cumartesi

Çantadaki taşlar...

bir yolculuğa çıktığını hayal et. yolculuğun esnasında yerden çakıl taşlarını alıp sırt çantana attığını düşün.

Bu başlarda pek sorun yaratmaz, ama zaman geçtikçe, taşlar arttıkça sırt çantanda ağırlaşmaya başlar. Zorlanarak yürümeye devam edersin, şikayet edersin ama aklına bunun sırt çantandaki taşların sebep olduğu gelmez!

Her geçen an daha zor gelmeye başlar ve bir süre sonra dizlerinin üstüne çöküverirsin. O zaman bilinçsizce kendi kendine söylenirsin; hayat neden bu kadar zor? niye böyle oldu? artık yapamayacağım!!

Hayatta başımıza gelen her olay, her kişi aslında bir deneyim. Sana ağırlık olsun, sana eziyet versin diye gelmiyor. Tekamülün için geliyor. Ama sen bu yaşadıklarından ders alıp onları bırakmak yerine sırtında-zihninde- taşımaya devam ediyorsun! Affedemiyorsun!!

Affetmek demek zayıflık-acizlik demek değil, ''Sana bunu yapanı nasıl affedersin?'' diyen senin sesin değil. Bu Ego'nun sesi. Fark et!

Affetmek cesaret ister. Cesur insan affeder. Onun işi kendi iledir. Başkası ile değil. Bu yüzden affetmek bırakmak demek, yüklerinden kurtulmak demek!

Bunu kendin için yapmalısın. Kendine eziyet etme, affet ve bırak. Gitsin. Sen yoluna devam et Dost!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder