12 Ağustos 2013 Pazartesi
Maymun Tuzağı
Bir belgeselde izlemiştim. Hindistan'daki maymunları anlatan bir belgeseldi. Biliyorsunuz, Hindistan da maymunlar bir çok hayvan gibi kutsal kabul edilirler ve zorda kalınmadığı müddetçe kendilerine müdahale edilmezler.
Maymunlar sadece ormanlarda yaşamıyorlar. Şehirler bir çok maymun türüne de ev sahipliği yapıyor. Kendilerine verilen bu imtiyazı sonuna kadar kullanan maymun çeteleri, yapıları gereği şehirde beslenmek için her türlü yola başvururlar. Çalmak bunun başında gelir. Evlerin mutfaklarından tutunda sokaktaki seyyar satıcı tezgahları hep onların yiyecek sahalarıdır.
Hintliler için zor bir durum tabiki. Kutsal kabul ettiğiniz için yapabileceğiniz tek şey onları yiyeceklerden uzak tutmak. Bunun dışında geliştirilen diğer bir yöntem ise maymunları yakalayarak şehirden atmak. Ama bu da kısa vadeli bir çözüm. Çünkü maymunlar bir şekilde şehre geri dönüyorlar.
Hintliler maymunları yakalamak için çeşitli tuzaklar kuruyorlar. Zeki hayvanlar olan maymunlar tuzaklara bir kere yakalandıktan sonra geliştirdikleri kolektif bilinç sayesinde aynı tuzağa iki kere düşmemeyi başarabiliyorlar. Ancak öyle bir yöntem var ki maymunlar sürekli aynı tuzağa düşüyorlar.
Tuzak şöyle bir testinin içerisine ağzından ancak girebilecek büyüklükte bir meyve bırakıyorlar. Meyveyi almak isteyen maymun testiden içeri elini sokuyor meyveyi avucuna alıyor ama meyveyle birlikte büyüyen eli testinin ağzından geçmiyor.
Bunu neresi tuzak diyeceksiniz. İşin ilginci şu maymun meyveyi bırakmaktan vazgeçmediği için kendi kendini tuzağa hapsediyor. Oysa meyveyi bıraksa kurtulacak!
Yakın zamanda ise bu duruma Konfüçyus'ün bir hikayesinde rastladım. Hikaye de aynen böyle:
Konfüçyus, öğrencilerine ders verirken bunu uygular. Öğrencilerinin meraklı bakışları arasında, elmayı vazonun içinde bıraktıktan sonra der
"Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı yiyebilir."
Çocuklardan biri açıkmıştı, ilk o davrandı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu. Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor ama başaramıyordu. "Elimi çıkaramıyorum!"
Konfüçyus,
"Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmediğin sürece, elini çıkarman mümkün olmayacaktır," dedi.
Konfüçyus daha sonra vazoyu alır ve ters çevirir. Elma avucuna düşer...
Bu tuzağın sadece maymunlarda işe yaradığını zannediyorsanız yanılıyorsunuz. İnsanlarda da işe yarıyor gördüğünüz gibi. Elmayı alma ve yeme konusu da bir metafor. Buradan çıkarmamız gereken ders şudur dostlar
Bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek, zor bir iştir. Onu bırakabilmek de bir beceridir. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Hepimiz birtakım şeyleri çözmek adına bu yola başvuruyoruz. Oldurmaya çalışıyoruz. Ancak bu bizi tuzağa hapsetmek başka bir işe yaramıyor. O yüzden serbest bırakın, özgürleşin. O zaman istediğimiz bize gelmeye başlayacak.
Şimdi tekrar düşünün Maymun aslında kim?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder