23 Ekim 2013 Çarşamba

21 Ekim 2013 Pazartesi

19 Ekim 2013 Cumartesi

Kaçtığın şey...

Kaçtığımız şey, her ne ise onunla yüzleşme ihtimalimiz yüksektir. -hatta kesin!- Zamanı gelince korktuğumuz şeylerle karşılaşacağımızı bilmeliyiz. İstediğimiz kadar istemediğimiz durumlarla da karşılacağımızı hesap etmeliyiz...

Hepsi birer imtihan; bazen en çok sevdiğimizle, bazen en büyük korkumuzla sınanırız. Çoğu zaman her ikisiyle de...

Bu sebep ile; sevgi ve korku zıt da olsalar aslında kardeştir, biri olmadan diğerini anlayamazsın. Her şeyin zıttı ile yaratılması -dualite- gibi.

Bunda da derin bir sır vardır. O sırrı görenlere selam olsun...

Bilincini aç, kendini aş!

Her şeyi şu an sahip olduğun bilinç seviyesiyle değerlendiriyorsun. kimisine doğru, kimisine yanlış diyorsun. Bazılarını aklın almıyor, görmediğin, duymadığın, algılayamadığın şeyleri yok sayıyıorsun. Sen görmüyorsun diye o şey yok veya yanlış değil!!

5 yaşındaki halini düşün ve şimdiki halini... O zaman da bilmediğin şeyler vardı. Ama yok sayabilir misin şimdi bunları? ..Bu söylediklerimi tersten anlama, bunun yaşla ilgisi yok. bunun bilinçle ilgisi var. 60'şına da gelsen hala anlayamadığın şeyler kalacak. Bu yüzden bilincini aç. Aç ki kendini aş!

Sorunları da, güzellikleri de, sahip olduğun dünyayı da oluşturan şey senin bilincin. Halinden memnunsan sorun yok. Ama memnun değilsen kimseyi suçlama. Bu tamamen seninle -mevcut bilincinle- ilgili. Değiştirmekse elinde!