23 Ocak 2015 Cuma

12 Ocak 2015 Pazartesi

Değiştir kendini, artık bekleme!

...daha ne kadar oyalanacaksın! sürekli şikayet etmekten ama hayatını değiştirmek için hiçbir şey yapmamaktan sıkılmadın mı? kurbanı oynamaktan bıkmadın mı? 

Ne zaman dışarıyı bırakıp kendine döneceksin. İnsanlar seni sevsin diye yeterince çalışmadın mı? Başkalarını incelemek, onları tanımak için gösterdiğin çabayı ne yazık ki kendine karşı hiç göstermedin! Ne zaman kendi değerinin farkına varacaksın?

Kendi gücüne güvenmeyip hep birilerinden medet umdun, birilerine sırtımı hiç dayamadım deme! Öyle olmadığını biliyorsun. Yeri geldi, sevgi dilendin, yeri geldi, iş, makam, para. Oysa bunlara sahip olman için gereken her şey sende vardı. Ama kendine hiç inanmadın! 

Başarısızlıklar seni yıldırmasın.Düşsen de kalkmayı bil. Yapabileceğini biliyorum çünkü. Kimse senin yerine, senin için bir şeyler yapamaz. İstediğin şeyi yapabilecek tek kişi sensin. ..ve bu güç içinde. Artık inanmaya başla!

Birlerine özenmekten, başka hayatlara öykünmekten vazgeç! Sadece ilham al, taklit etme. Buna ihtiyacın yok. Çünkü SEN ÖZELSİN! Senin kaderin güzel ve sana özel!

Fark et Dost, korktuğun yeter! Değiştir kendini, artık bekleme!

Şehirli Mistik

Kuantum İmgeleme nasıl yapılır?

Sahip olmadan önce onu hayal etmeyi öğrenmelisin.

Örneğin bir eve sahip olmayı istediğini düşünelim.

İlk önce nasıl bir ev istiyorsan onunla ilgili tüm görsel metaryalleri bir araya getir. Mobilyaların, aksesuarların, evin iç ve dış tasarımını, hayalini kurduğun her şeyin. Bunların fotoğraflarını, sürekli görebileceğin bir panoya yapıştır-Hayal Panosu yap- Sık sık bakarak hayalini güçlendir ve revize et. Kendini o evin içinde dolaşıyormuş gibi hayal et, hayalini yaşa!

Bunu her şeye uyarlayabilirsin. Sadece maddi şeyler için de değil. İstediğin bir ilişkiyi gözünde canlandırmakta seni ona yaklaştıracaktır.

Hayaller saçmadır-olmaz diye düşünüp kendini sabote etme. Evren böyle çalışır. Her şey hayalle başlar.

Unutma; Düş, gerçeğin ön izlemesidir.

Cumhur Çetin
Profesyonel Yaşam Koçu

7 Ocak 2015 Çarşamba

Pozitif Düşünce neden işe yaramıyor?

Bir çok insan tarafından yeni bir düşünce sistemi olarak algılanan Pozitif Düşünce aslında geçmişten bu yana bir çok felsefenin, düşünce sisteminin ve öğretinin içinde yer alıyor. Hatta çok farkında olmasak da dinlerin ve inanç sistemlerin de içinde bulunmakta. Hz. İsa'dan Buda'ya, Hz Muhammed'den Mevlana'ya kadar, peygamber, filozof ve üstadlar, insanlara Pozitif Düşünmenin ne kadar önemli olduğunu ve hayatımızda nasıl mucizevi değişiklikler yaratabileceğini anlatmışlar. Temel olarak bu düşünce sistemini ''İyi düşün, iyi olsun'' şeklinde özetleyebiliriz.

Günümüzde de bu kavrama aşina hale geldik. Ancak çok kolay anlaşılan bu sistemi uygulamakta ne yazık ki sorun yaşıyoruz. Bir çok insan bana ''Evet, bunu hep düşünüyorum, iyi olması için kendime telkin ediyorum, söylüyorum ama yine başıma aynı olaylar geliyor!'' diyor. Pozitif düşünmenin işe yaramadığını dile getiriyorlar.

Böyle düşünmekte haklısınız. Ama öncelikle bu sistemin işe yaramasını istiyorsanız şunu bilmeniz lazım:

Bilinç ve Bilinçaltı!

Pozitif düşünceyi Bilincimizle harekete geçiriyoruz. Yani düşünüyor ve telkin ediyoruz. Ancak her şeye karar veren Bilinçaltımız. Yapmak ya da değiştirmek, pozitif düşünmek istediğimiz şey hakkında geçmişte yaşadığımız negatif deneyimler varsa Bilinçaltınız bunu kabul edip olmasını istediğiniz şeyden çok farklı bir senaryoyu yani geçmişteki senaryoyu size hatırlatıyor. Sonunda elde ettiğiniz sonuç Bilinçaltınızda yatan senaryo oluyor.

Örneğin; iş görüşmesine gidiyorsunuz ve görüşmenin çok başarılı geçeceğini söylüyorsunuz. Son derece pozitifsiniz. (Bilinç düzeyinde) Ancak geçmişte iş görüşmelerinizle ilgili kötü tecrübeleriniz varsa -işe kabul edilmemek gibi- Biliçaltı size hep bunu hatırlatıyor. Yani Bilinç düzeyinde Pozitif Düşünmek işe yaramıyor. Korkuyorsunuz! ''Ya işe kabul edilmezsem'' diye düşünüyorsunuz. Sürekli kendinizi sabote edermiş gibi hissedebiliyorsunuz!

Bu basit bir örnek ancak Bilinçaltı hayatımızın her alanında baş rolü oynuyor. Tüm kararları o veriyor. Geçmişte, ilişkilerinizde sıkıntı yaşadıysanız, terk edildiyseniz, yeni bir ilişkiye başladığınızda ''Hayır, bu sefer iyi olacak, eskisi gibi terk edilmeyeceğim!'' demeniz tek başına işe yaramıyor.

Peki ne yapmak yapmak gerekiyor?

Tüm hayatımız, deneyimlerimiz, inançlarımız ve düşünce sistemimiz Bilinçaltında yatıyor. Bilinçaltımızda, geçmişte yatan tüm negatif deneyimlere ulaşmak ve bunları NÖTRlemek gerekir. Yani Bilinçaltı Temizliği yapmamız gerekiyor!

Unutmayın, şu an yaşadığımız hayat tamamen geçmiş deneyimlerimizin sonucu. Gelecekte daha iyi, mutlu ve başarılı olmak istiyorsak Bilinçaltımızı keşfetmeli ve temizlemeliyiz.

Cumhur Çetin
Profesyonel Yaşam Koçu

daha fazlası için : destek

5 Ocak 2015 Pazartesi

İnsan...


Haftanın Karikatürü :)


Sevdiğin işi yap ya da yaptığın işi sev!

Yaptığın işi, sadece PARA kazanmak için yapıyorsan unut gitsin! Çünkü, İŞ'in gerçekten ne anlama geldiğini bilmiyorsun demektir. 

Yaptığımız işler, seçtiğimiz meslekler, bizim KENDİMİZİ İFADE ETME tarzımızdır. Bu yüzden işin, hayatındaki en önemli şeylerden birisidir. Önce kendini tanır, buna uygun mesleği seçer, kendini ifade ederek başarılı ve mutlu olursun. PARA ise tüm bunların doğal sonucudur. 

İnsanların çoğu, bu süreci anlayamadıkları ve önce para kazanmaya odaklandıkları için başarısız olurlar. Hayatları boyunca, sürekli yakınarak ''karın tokluğuna'' sevmedikleri işleri yaparlar. 

Bu yüzden sana hep ''Sevdiğin işi yap ya da yaptığın işi sev!'' diyorum.

Para ve Kariyer Koçluğu

KIŞ'ı sev!

Mevsimler değiştiği gibi sen de değişiyorsun. Kış, sana ne kadar soğuk ve iç karartıcı gelse de, sen de olumsuz duygular uyandırsa da aslında içinde bir çok sırrı barındırır. 

Karlar doğayı güzelleştirip dinginleştirirken sana da aynı şekilde yavaşlamanı söyler. Dışarıyı bırakıp kendi içine dönmen ve muhasebe yapman için fırsat verir. Uzun geceler aslında bunun için yaratılmıştır. Doğru ve yanlışlarınla yüzleşebilir, kendine yeni hedefler koyabilirsin. Bahar da filizlenecek ve yazın toplayacağın hasatın tohumlarını, o sevmediğin KIŞ mevsiminde atabilirsin. Kış mevsimi aslında senenin en kıymetli dönemidir. Doğru ve güzel şeyler yaparsan Baharla birlikte yeniden doğabilirsin! 

Farkına var Dost! Kışı sev. Kendi içine dön ve güzel tohum ek!

Şehirli Mistik

Haftanın Filmi

Bu haftanın film önerisi : Life of Pi/Pi'nin Yaşamı

devamı için : Haftanın Filmi

1 Ocak 2015 Perşembe